UNUTTUĞUMUZ DEĞER: KÖY DÜĞÜNLERİ

Hafta sonu köydeki uzak akrabalarımızın düğününe katıldık. Ama köyümüzü o kadar özlemişim ki. Aslında çok bir bağımız yok ama muhteşem doğası tertemiz atmosferi çam ağaçlarının mis gibi kokusu insanı rahatlatıyor. Hangi köy derseniz hayal edin sizin hayal ettiğiniz herhangi bir köy olsun. Dağların arasında, küçücük şirin bir yer, suları lezzetli çünkü dağdan geliyor, insanları içten samimi…

IMG-20160518-WA0013.jpg

Eski akrabalıklar kalmadı gerçi. Ama olsun kapımızın olması gidince hasretle sarılmanın tadı içten gülümsemeler ve samimi muhabbetler… köyümüz diyebileceğin bir aidiyet yetiyor insana…

Tabi köye gitme sebebimiz de köyde yapılan akraba düğünüydü. Köy düğünü deyince aklıma ilk o muhteşem düğün keşkeği ve düğün güveci aklıma geliyor sonra davul eşliğinde oynanan yöresel havalar. Gençlerin neşeli oynamaları yaşlıların oturması onları mutlulukla izlemeleri geliyor aklıma… damada edilen eziyet de cabası… köy düğünleri insanı mutlu ediyor… tabi bir kavga çıkmazsa 🙂

IMG-20160518-WA0012.jpg

Evet böyle bir düğünün sonuna doğru yetiştik. O lezzetli düğün yemeğinden yedik. Artık işlenmekten yorulmuş düğün sahiplerini hayırladık. Eski hatıraları konuştuk… gülüşmeler yer yer göz yaşlarına döndü… kısaca anıların üstündeki tozları şöyle bir sildik. Biz yeni nesile aktarıldı tüm bu eskiler… bizde emanetleri sımsıkı kaptık bizden sonraki nesile aktarmak üzere zihnimizin bir köşesine yerleştirdik.

20160515_161451.jpg

Sımsıcak köy kokan teyzemizin bahçesinden nasiplerimizi de toplayıp afiyetle midemize indirdikten sonra selam dua ve şehrin bunalttığı havamızı dağıtıp tekrar ağaçlar tarlalar arasından kıvrılarak geri döndük…

Yol boyu ne kadar şehirleştiğimizi aile çınarımızı kök salacak topraklara salamadığımızı düşündüm. Ben başka memleketliydim eşim farklı bir yerden. Çocuklarımız kim bilir nerlerde doğup nerelere yerleşecekti. Bize müsaade yok emekli olana dek bir yerde sabit kalmak. Akrabalarımıza hasret gün geçtikçe zayıflatarak bağları tipik bir  şehir insanı olma yolunda, modernitenin dayattığını yapmaktı üstümüze düşen… ve çok mükemmel oynuyoruz rolümüzü.

Bu konu böyle kısa kesilmeyi belki hak etmiyor. Değerli yorumlarınızla bakış açısını genişletebiliriz… selamlar

 

6 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Şöhret Ünal dedi ki:

    Bu konu derin bir konu, herkesin bir köyü var aslında. İlla ki cisimleşmiş olması gerekmez, özlemleri, yaradılışa uygun ihtiyaç ve taleplerinin adı bazen köy özlemi oluyor. Keşke bir gece kalabilseydiniz diye geçirdim aklımdan. Horoz sesi, temiz hava ve köy kahvaltısı güzel olurdu belki. Nasıl özlemişiz bakın sizinkilere ortak çıktım neredeyse. Sevgiler…

    Beğen

    1. Haklısınız. Özlüyoruz… olsun fark etmez benim köyüm sizin köyünüz ya da bir başkasının köyü. Sonuçta sevilen özlem duyulan bir köy…

      Beğen

  2. Buzlukalem dedi ki:

    Anne- babam aynı köydenler. Bu yüzden kendilerini hep şanslı görürlerdi. Muhabbet etmeye bir başladılar mı, ardı arkası gelmiyordu.
    Şimdi eşim Adanalı, ben Ordulu, ortada buluştuk oğlan da Ankaralı oldu 🙂
    Dut ağacını görünce hatırladım, dün annem aramış köye çağırıyordu; dutlar oldu , gelmiyor musunuz diye. Yazını okuyunca ben de memleketi ozledigimi fark ettim.
    Sofra da harika görünüyor😉
    Sevgiler…

    Beğen

    1. Adana- ordu bayağı iki uç ulmuş. Öyle oluyo çocuklar da bir yerli oluyor. Hatta onlar en çok nereyi seviyorsa oralı olmak istiyorlar. 🙂

      Beğen

  3. Akela dedi ki:

    Geçen yaz kuzenimin düğününü köyde yapmak istemesi üzerine kalkıp gittik. Yol biraz sıkıntı olduğundan pek de keyif alarak gitmemiştim. Ama ilk kez bir köy düğünü yapınca, tamam dedim budur. O kadar doğal ve o kadar özel oluyor ki 🙂
    Yazınız da gülümsetti ve anımsattı o günleri, ellerinize sağlık.. Özellikle dut ağacını görmek.. :))

    Beğen

    1. Öncelikle hoşgeldiniz 🙂 Haklısınız. Gerçekten özel oluyor. Rahat rahat geniş ferah…

      Beğen

Yorum bırakın